22 Şubat 2014 Cumartesi

Kürdinsan

          
          Vefakâr, cefakâr , sebatkâr kardeşlerim Kürdler
   
        Biz Alparslan'ın ordusundan bu yana birlikte omuzomuza cenk ettiğimiz bir milleti nasıl olurda tarihin yokolan sayfalarına ittik ? Nasıl olurda tarihimizin ayrılmaz puzzlenı  dışarıda bıraktık..Neam..Neam.. Bizi ayırdılar. Her zaman bir yanımız eksik kaldı. Çünkü  bizim puzzlemız hiç tamamlanmadı.
     
        Kürdler Osmanlı'da ayrıcalıklı özerkliğe sahipdiler , kendi bayrakları ve kendi dilleri vardı.Ne oldu ki  uzaydan inme bir tarih geldi , geçmiş ile bağlarımız birden silini verdi.Şimdi ise kabul etmek istemiyoruz.Bize maruflarımız tarafından öğretilenleri hep hak bildik, yapıştık.İnsan mükerrem olduğundan hakkı arıyor.Bazen eline batıl geçer hak zanneder , ardından gider.
     
        Biz biriz.Kıblemiz bir, Davamız bir , kitabımız bir , liderimiz bir , vatanımız bir , bayrağımız bir , kaderimiz bir , bir bir bir bine kadar binbir... Bu kadar birliğin içinde nasıl olurda ayrı insanlar olabiliriz ? 

21 Şubat 2014 Cuma

İnsan İçin Herşey Güzeldir

   


       Evet herşey ya hakikaten güzeldir , ya bizzât güzeldir veya neticeleri itibariyle güzeldir.Ve bu güzellik , Allah'ın herşeyi kuşatan sahipliğine(rububiyeti âmmeye) ve Allah'ın rahmetinin herşeyi içine alması (şümul-ü rahmete) ve kaplaması ve herşeye bakacak şekilde kendini belli edip bildirmesine (tecelli-i âmmeye) bakar.

       Bu cihette şeytanın yaratılmasında bile netice itibariyle güzellik vardır. Çünki şeytan yaratılmasaydı insanların makamı melekler gibi sabit kalır. İnsanlar adedince makamlar olmazdı.Cennetin en yüksek mertebelerini elde edemezdik.
    


     Buradan ayrı bir konuya geçmek istiyorum . Bu kadar yüce bir varlık olan insanın yaptığı her işte , ister istemez Allah'dan sonsuzluğu istemektedir.İnsan bütün işlerde sonu yokmuş gibi düşünür.Örneğin ;  Ev alır sonsuza kadar oturacakmış gibi plan yapar. Yada o evi aldıktan sonra yeni yeni planlar kurmaya başlar.HİÇ ÖLMEYECEKMİŞ GİBİ.... İnsanın mahiyetinde sonsuzluk gizlidir.İnsan sonsuzluk için yaratılmıştır.

     

      Aynen bu meselelere binaen insandaki manevi ve maddi duyular hayvana göre 100 derece daha gelişmiştir. Mesela ; güzelliğin bütün mertebelerini farkeden insan gözü ve yiyeceklerin bütün çeşitlerini , tatlarını ayırteden insan dili ve sanatın bütün inceliklerini anlayan insan aklı ve olgunluğun bütün çeşitlerini anlayan bir kalbe sahipdir. İnsan için herşey güzeldir.


    İnsan gibi değerli varlığı var eden aklı ve fikridir.Peki soruyorum kendisi için bu kadar güzelliklerin nerden geldiğini irdelemeyen insan , insan mıdır ?  

20 Şubat 2014 Perşembe

Gecikmenin Cezasını Türkiye Boeing'e Kesti

        Boeing , AWACS erken ihbar ve kontrol uçaklarının teslimatını , gerçek tarihinden 6 sene sonra yaptı.Bu geçikme nedeniyle Boeing'e 500 milyon dolar ceza kesildi.


      ''Barış Kartalı'' adı verilen proje kapsamında 4 AWACS ucağının üretilmesi öngörülüyordu.Proje 1996 yılında Savunma Sanayi İcra Komitesi'nin kararıyla başlatılmıştı.Amerikalı Boeing ve Northrop Gurmman şirketleriyle 2002 yılında sözleşme imzalanmıştı.Anlaşmaya göre Türkiye'nin isteği takdirde ek olarak 2 uçak daha üretilebilecekti.


     Avrupa'yı ve Asya'yı gözetleyebilecek

     Türkiye üzerinden devriye atan bir AWACS, Asya'nın doğusuna ve Avrupa'nın en batısına  kadar tüm hareketleri izleyebiliyor.Boeing 737 tipi yolcu uçağını platform olarak kullanılıp , özel ve teknik donanınım yanı sıra , radar sistemi bulunmaktadır.

   
     İsrail Firması Elita'nın Türkiye'ye ihracaat yasağı koyması

     Uçakların Hava Kuvvetleri'ne teslimi 2007/2008 'de yapılması plânlanıyordu.Gecikmede Türkiye ve İsrail ilişkilerinin çıkmaza girmesi etkili oldu.Bazı Elektronik sistemlerinin üreticisi olan İsrail firması Elita'nın Türkiye'ye ihracat yasağı koyması nedeniyle ürünlerin teslimatı yapılamadı.Gecikme nedeniyle 500 milyon dolar Boeing'e ceza kesildi.
       

 

Kaynaklar: https://tr-tr.facebook.com/turkmillisavunmasanayii
               http://www.parlamentohaber.com/ilk-awacs-ucagimiz-aralikta-geliyordediler-milletin-15-milyar-dolari-nerde--5610.html
               http://www.odatv.com/n.php?n=abd-yillardir-awacs-ucaklarimizi-nicin-teslim-etmiyor-1310111200
               http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22655579.asp



19 Şubat 2014 Çarşamba

İSRAİL OSMANLI'NIN SON İZLERİNİ SİLİYOR

Üç din için önemi olan Hz. Davut Türbesi’ndeki Osmanlı çinilerinin kasten kırıldığı ortaya çıktı. Haaretz gazetesi, ‘Orayı sinagog yapmak istiyorlar’ diye yazdı.

İsrail'in saygın gazetelerinden Haaretz, Kudüs'teki Hz. Davut türbesindeki 400 yıllık Osmanlı çinilerinin sistematik olarak parçalandığını yazdı. Akşam'a göre, gazeteye konuşan uzmanlar Yahudi, Hıristiyan ve İslam dinleri için çok önemli bir simge olan Hz. Davut'un türbesindeki Osmanlı izinin silindiğini öne sürdü, yapının sistematik olarak sinagoga çevrildiğini yazdı. 17'nci yüzyılda Osmanlı Devleti'nin çinilerinin şüpheli biçimde parçalandığını vurgulayan gazete, bunun bilinçli olduğunu belirtti.
MAKİNEYLE KIRILDI
Gazeteye göre 2012’de çinileri korumak için birçok din adamı önlemlerin artırılmasını istedi. Fakat kameralar yerleştirilmeden bir gün önce son çiniler de kırıldı. Soruşturma kapsamında çinilerin çekiçle değil, özel bir makineyle yok edildiği öğrenilirken raporlarda kimsenin gürültü duymadığı ortaya çıktı. İsrail Tarih Kurumu'nun, restorasyon yaptırmaması üzerine akademisyenler bildiri yayımladı. Bildiriye imza atan Prof. Limor, "Üç din de Hz. Davut'u sahiplenmek istiyor. Bu çiniler Müslümanların, onunla bağlantı noktasıydı ve bu iz silindi" dedi.







*Not: Kaynak : http://www.aktifhaber.com/israil-osmanlinin-son-izlerini-siliyor-833341h.htm

18 Şubat 2014 Salı

Zamanı Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı , Merkeze Yaklaşan Sosyalistler

Değerli Dostlarım..

Sol kesim yerel seçimleri ihya etmeden , Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hesaplarını planlamaya başladı.Yerel seçimlerde 17 Aralık ve ardından 25 Aralık operasyonları ile hükumete yönelik yıpratma politikası başarısız oldu. Makusen mütenasip yani ters orantıya sebebiyet verdi.Yerel seçimlerde bu komplo tutmayınca bu sefer Cumhurbaşkanlığa  yöneldiler.
 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde şimdiden birlik beraberlik mesajı veren ve hazırlıkları başlatılması için ısrarcı bir tutum sergileyen Sol camianın  ; müzisyen , senarist , politikacı , yazar ve yönetmeni olan Zülfü LİVANELİ 16.2.2014 tarihli yazısını inceliyoruz.

*Not:Bu Yazı https://www.facebook.com/ZulfuLivane/posts/819587954725076
http://www.livaneli.gen.tr/turkiyenin-kurtulus-yolu/
Alınmıştır.
Zülfü LİVANELİ yazısında Sayın Cumhur Reisimiz  Abdullah GÜL ile sohbetini ve görüşlerini anlatmakta. Akparti Hükumetinin ''mutlak kudret'' ifadesiyle gücünü belirtmekte ve ''İleride bu günlerin meşruiyeti çok tartışılacaktır. Hep birlikte göreceğiz.''  . Bu hükumetin elbet yargılanacağını düşünmektedir.  
      Ayrıca      Bu aday; şaibesi olmayan, düzgün, kasetlerle tehdit edilemeyecek bir hayat sürmüş, bilgili, yabancı dil bilen ama Anadolu kökeninden de kopmamış, Cumhuriyet’in geleneksel İslami değerlerine saygı duyan, belki Cuma namazlarına giden ama laiklikten, Atatürk’ten taviz vermeyen, sağcı ya da solcu olarak tanınmayan, halka tepeden bakmayan, güzel konuşan, kibirden azametten uzak, orta sınıfa mensup birisi olmalı. Milyonların bileşkesi ancak böyle sağlanır. (Sol kesimden olmamalı sözüm belki bazılarına ters gelecektir ama bu halkın en az yüzde 60’ının sağ görüşlü olduğunu unutmamak zorundayız. Acı ama gerçek.
 Sözüyle Cumhurbaşkanı adayını nasıl belirleneceğinin tasvirini yapmaktadır. 
*Ve en önemlisine geliyoruz. ''bu halkın en az yüzde 60’ının sağ görüşlü olduğunu unutmamak zorundayız. Acı ama gerçek.''  Sözüyle ''Aziz NESİN'in bu halkınYüzde 60’ı aptaldır''  îmâ etmektedir. 
           * ''Hepimiz, AKP’nin karşısına çıkacak aday için limitlerimizi zorlayan bir çalışma içine girmeye hazır olmalıyız.
Kurtuluş yolu bu! '' Sözünü ise yorumsuz bırakıyoruz...!















İnsanlığın yaşı ihtiyar; Beş dönem ... Ve şimdi ecirlik.

Neam...  Neam... Beşerin yaşı ihtiyardır.Beş dönemi  var. Vahşet , bedeviyet , memlukiyet , esaret... Şimdi ecîrdir. 

Günümüzde esaret ve kölelik yerini ücret karşılığında çalışmaya (ecîrliğe ) bırakmıştır. Zîra beşer  , eski dönemlerde esirlik istemedi kanı ile parçaladı. Şimdi ise taşeron olmuştur.Sırtında bunun yükünü çekmekte...
İnsanın mahiyetinde sonsuzluk gizlidir. ''İnsanın hikmeti ve gayesi ; Hâlılk-ı Kainatı tanımak ve O na iman edip ibadet etmektir'' . ( Bediüzzaman ) İnsan , Cenab-ı Hak ın Esma sına ayinedarlık yapması neticesinde ,hiç bir asırda esareti ve köleliği hazmedememiştir.Şimdi esaret ;  terk-i mevki edip , ecirliğiye tebdil olmuştur.


Ecirlik dönemi Arap Baharı ile patladı . Ve dönüşüm başladı. Şimdi Hürriyet dönemidir.Hürriyet dönemine örnek vermek gerekirse ;  İnsanlar çalıştıkları firmalarda hisse alarak ,  kendi firmalarında çalışıyor gibi çalışacaklardır. Bunun gibi tabana örnekler yayabiliriz. Arap baharının rol modeli Türkiye  bu hürriyet dönemine geçişi seyredemez. Artık insanlar taşeron olarak çalışamazlar. Onlar kendi firmalarında kendi işinde çalışmak isteyeceklerdir. Asır başkalaşıyor, insanlar değişiyor  biz bu döngünün dışında kalamayız....!


'Beşer esirliği parçaladığı gibi , ecirliği de parçalayacaktır. ( Bediüzzaman )